Kıskançlık günlük yaşantımızın ve ilişkilerimizin bir parçası olarak görülüyor. Sık sık tartışılan bu konu partnerler arasında da kimi zaman tartışmalara neden olabiliyor. Kıskançlık bazen yolunda giden ilişkilerin bozulmasına ya da devam eden ilişkilerin eksilerek yıpranmasına neden olmaktadır. Kıskançlık duygusunun altında yatan sebepler neler? Hep söylenildiği gibi gerçekten kıskançlık aslında sevginin bir göstergesi olarak ifade edilebilir mi?
İçindekiler
Toggleİnsan yaşamı boyunca pek çok duyguyu bünyesinde barındırır. Öfke, mutluluk, hüzün, heyecan, şaşkınlık nasıl her insanın mutlaka yaşadığı ve yaşamaya devam edeceği duygular arasında yer alıyorsa, kıskançlıkta her insan için son derece normal ve yaşanması gereken bir duygudur. Kıskançlık duygusu evrensel bir duygudur. Bu bir olay üzerinden gerçekleşebileceği gibi bir kişi üzerinden de gerçekleşebilir. Genellikle ikili ilişkilerde sıklıkla görülür. Kıskançlık en genel tanımı ile değer verilen kişinin sahiplenilmesi ve başka insanlarla paylaşılmama isteği üzerine oluşur.
Kıskançlık duygusu aslında içerisinde pek çok duyguyu birden barındırır. Kıskançlık yaşayan kişiler hayatlarında değer verdikleri insanların sadece kendileri ile yakın olmasını isterler. Günün birinde o kişiyi kaybetmekten ve başka insanlara gitmesinden korkarlar. Aslında kıskançlık ile korku yakın ilişkilidir. Kişiler oluşan bu korku üzerinden hareket ederler.
İlişkilerde tarafların birbirlerini kıskanmaları uzmanlar tarafından olumlu bir duygu olarak görülüyor. Hatta ilişkinin dinamiklerini zaman zaman değiştirmesi ve hareketlendirmesi açısından gerekli olduğu ifade ediliyor. İlişkide birbirlerine değer veren taraflar, mevcut ilişkileri için ve birbirlerini kaybetmemek için bir çaba içerisindedirler. Bu duygu onları motive etmek açısından son derece etkilidir. Ancak kıskançlık duygusunun dozunun ayarlanması gerekir. Dozu kaçan ilişkiler bir süre sonra kıskançlığın esiri olabilirler.
Kıskançlık duygusunun bir süre sonra aşırıya kaçması, partnerinizin ve kendi hayatınızın kısıtlanmasına neden olur. Bir süre sonra ilişkiler için yıkıcı bir hal alabilir. Bu duygu kişilerin birbirlerini kaybetmekten korkmaları üzerine çıkarken bir süre sonra farkında olmadan davranışlarına yansıdığı ve kişilerin birbirlerini kaybettikleri görülmektedir. Kıskançlıkla karşılaşan kişiler bir süre sonra kendilerine güvenilmediğini düşünerek kapana kısılmış gibi hissedebilirler.
‘Seven insan kıskanır’ düşüncesi toplumumuzda normalleştirilmiş bir durum olarak karşımıza çıkıyor ancak düşünüldüğü gibi değil. Bir kişinin sevdiği insanı kaybetmek istememesi ve bu yüzden kaybetme korkusuyla hareket etmesi normal ancak kıskançlık duygusuyla sürekli kısıtlaması, tüm davranışlarını kontrol altında tutmaya çalışması ve yaptıkları sebebiyle suçlaması ciddi bir problemdir.
Kıskançlık duygusuyla mücadele etmek çok önemlidir. Bunun için kişi bazı duygularını kontrol altına alabilmelidir.
Bu gönderi için yorumlar kapalı.