Apandisit neden patlar? Apandisit patlamasının belirtileri nelerdir?

Apandisit neden patlar? Çok fazla sayıda kişinin yaşadığı apandisit patlamasının belirtileri nelerdir? Karnın sağ tarafına şiddetli bir ağrı girdiğinde ilk şüphelenilen ve korkulan; acaba apandisitim mi patladı, apandisit ağrısı mı yaşıyorum düşünceleridir. Alt gövdenin sağ kısmında meydana gelen her ağrı şüphesiz ki apandisit patlaması gerçekleştiği anlamına gelmiyor. Patlaması durumunda hemen doktor müdahalesi yapılmazsa toksit maddelerin kana karışarak zehirlenmeye yol açtığı apandisit neden patlar ve apandisit tedavisi nasıl yapılır konularını sizler için araştırdık.

Apandiks nedir? Apandisit vücudun neresinde bulunur?

Apandiks vücudun alt gövde kısmında ve karın boşluğunun sağ tarafında bulunan organa verilen isimdir. İnce bağırsak ve kalın bağırsağın birleşme noktasında yer alan apandiks kıvrımlı bir yapıya sahiptir ve görüntü olarak bir solucanı andırır. İnce ve kalın bağırsak arasında belirsiz bir şekilde bulunmasından dolayı kör bağırsak olarak da adlandırılan apandikste enfeksiyon görülmesi ve iltihaplanması ise apandisit ismini alır.

Çocuk çağlarında çok daha uzun olan apandiks, yaşın ilerlemesiyle birlikte kısalır ve her insanda farklı olabileceği gibi ortalama 10 cm boyundadır. Çok fazla işlevi bulunmayan ve eksikliği halinde vücuda bir zararı olmayan apandisit neden patlar sorusunun yanıtı tam olarak açıklanamıyor olsa dahi, beslenme hataları ve genetik bazı unsurlar olarak açıklanabilir.

Apandisit neden patlar?

Çevrenizde ve yakınlarınızda pek çok kez apandisit ağrısı çeken ve acil olarak hastaneye giden kişiler olduğuna tanıklık etmişsinizdir. Karnının sağ tarafına bıçak saplanır gibi bir ağrı hissi veren apandisit patlaması eğer zamanında tıbbi müdahale görmezse ölümle sonuçlanan durumlara neden olabilmektedir. Apandisit patlamasının genel sebepleri şunlardır;

• Meyve ve sebzelerin çekirdeklerinin yutulması ve bu çekirdeklerin apandiks girişini kapatması (örneğin; zeytin çekirdeği, limon çekirdeği, nar çekirdeği, kiraz çekirdeği gibi)
• Üst solunum yolu enfeksiyonu rahatsızlığı sırasında bağırsak duvarında bulunan lenf düğümünün şişip baskı uygulayarak apandiks girişini kapatması
• Vücuda yerleşmiş olan zararlı parazitlerin ve dışkı atıklarının vücuttan atılamayarak bu bölgeyi tıkaması
• Sindirim sisteminde bulunan organlarda enfeksiyon görülmesi ve lenf duvarının şişmesi
• İnce ya da kalın bağırsakta iltihap görülmesi
• Mukus tıkaçları bulunması
• Apandiksin normal boyutlarından çok daha uzun olması
• Bağırsak solucanları, parazit ve kurtların varlığı
• Mantar, virüs ve benzeri diğer mikroorganizmaların bu bölgede bulunması
• Genetik yatkınlık
• Bu bölgede görülen tümörler

Apandisit patlamasının belirtileri nelerdir?

Apandisit patlamasının belirtileri, sanıldığının aksine sessiz sessiz ilerleyen bir süreçle alakalı değildir ve çok şiddetli ağrılarla kendini gösterir. Bu organda meydana gelen en ufak bir tıkanıklık dahi bakteri ve mikropların apandikse dolmasına sebep olmaktadır. Bölgenin tıkanması sonucunda büyük bir baskı oluşarak basınç nedeniyle kan damarları sıkışır ve apandisit sızdırma yaparak patlar. En yaygın apandisit belirtileri aşağıdaki maddelerdeki gibidir ve bu belirtilerden birkaç tanesi görüldüğünde en kısa sürede doktor yardımına başvurmanız gereklidir,

• Dışkılama sırasında zorlanma ve gaz çıkarma
• Karın boşluğunun sağ tarafında aniden gelişen ve çok şiddetli ağrı
• Karın bölgesine el ile bastırıldığı zaman aşırı hassasiyet duyulması ve ağrının giderek şiddetli hale gelmesi
• Gaz olduğu halde çıkaramama ve şişkinlik yaşanması
• Yoğun mide bulantısı ve kusma
• Öksürürken dahi özellikle göbek deliği ile mide çevresinde hissedilen ağrı
• Kabızlık ya da ishal
• Aşırı iştah kaybı ile hiçbir besin tüketememek
• Aniden çıkan yüksek ateş
• Kalp atışlarında hızlanma
• Ağız ve dilde kuruluk hissedilmesi

Apandisit içinde patlarsa ne olur?

Apandisitin patladığı erken fark edilmez veya hemen bir sağlık kurumuna başvurulmazsa çok kötü sonuçlar doğurabilir. Şiddetli ve çok keskin bir ağrı ile kendini gösteren apandisit patlaması, zamanında müdahale edilmezse kana karışan bakterilerden dolayı ölüm tehlikesine yol açmaktadır. Hayati tehlikeyle sonuçlanabilen apandisit ağrıları ilk hissedildiğinde derhal bir sağlık kurumuna gidilmeli ya da bulunulan yere sağlık ekipleri çağırılmalıdır.

Apandisit patlaması ne kadar sürer?

Mide bulantısı ve çok şiddetli karın ağrısı semptomları ile kendini gösteren apandisit patlaması süreci yaklaşık olarak 4-5 saat sürmektedir. Göbek deliğinden başlayarak mide ve karnın sağ tarafına doğru yayılan şiddetli ağrı hissedilir hissedilmez tedbir olarak hastane veya en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir.

Apandisit ağrısı en fazla ne kadar sürer?

Apandisit ağrısı, hastanın yaşına apandisin ne oranda enfeksiyon bulunduğuna bağlı olarak apandisit ağrısı 4 ve 48 saat arasında sürebilir. Hamile kadınlarda apandisit ağrısı, çok daha uzun sürüp karnın daha yukarı kısmında hissedilir.

Apandisit nasıl tedavi edilir? Apandisit tanısı nasıl koyulur?

Apandisit belirtileri ile sağlık kurumlarına başvuran kişiye apandisit tanısı konulabilmesi için öncelikle kan ve idrar tahlili yapılır. Yapılan tahliller sonucunda bakteriyel bir enfeksiyon olup olmadığı ile kan sayımının neticesi belirlenir. Şayet apandisit patlamamış durumdaysa antibiyotik tedavisi uygulanarak enfeksiyonun ortadan kaldırılması için çalışılır. Antibiyotik tedavisi ile bu bölgede bulunan enfeksiyon dağıtılamazsa açık ya da kapalı cerrahi yöntemi uygulanarak apandiks alınır. Apandisit patlamış veya az da olsa herhangi bir yırtılma söz konusu ise tek tedavi yöntemi, o bölgeye acil olarak cerrahi müdahalede bulunmak ve organı çıkarmaktır.

Apandisit ameliyatı nasıl yapılır?

Apandisit rahatsızlığı olan kişiler açık ya da kapalı (laparoskopik) şekilde ve genel anestezi uygulanarak cerrahi müdahale geçirirler. Son yıllarda müdahale sonrası iyileşme süreci çok daha kısa olduğu için kapalı ameliyat tercih edilmektedir. Cerrahi müdahale sırasında hasta olan kişinin karın bölgesine yaklaşık 3-4 kesi atılarak ameliyatta kullanılacak olan küçük kamera ve diğer cerrahi cihazlar vücudun içerisine yerleştirilir. Organda meydana gelen hasar kamera aracılığıyla tespit edildikten sonra laparoskop ismi verilen alet yardımıyla apandiks yerinden çıkarılır ve işlem sonrasında kendi kendine yok olan yani vücut tarafından emilebilen dikişler atılarak operasyon sonlandırılır.

Apandisit ameliyatından sonra hastanede kaç gün kalınır?

Kapalı cerrahi (laparoskopik) ile gerçekleştirilen apandisit ameliyatının ardından herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmaması durumunda hasta 24 ila 48 saat içerisinde hastaneden taburcu edilebilir. Fakat açık cerrahi yöntemi ile apandisit ameliyatı geçiren kişiler için hastanede kalma süresi bir haftaya kadar uzayabilmektedir.

Apandisit ameliyat olmadan geçer mi?

Apandisit rahatsızlığı yapılan son bilimsel çalışmalar sayesinde cerrahi müdahaleye gerek kalmadan da giderilebilmektedir. Erken teşhis tanısı koyulan durumlarda antibiyotik tedavisi ile apandisit patlamasının önüne geçilebilmektedir.

Apandisit ameliyatı olan kişi yeniden apandisit olur mu?

Çok fazla rastlanmasa dahi nadiren de olsa apandisit ameliyatı geçirmiş bir kişinin yeniden hastalanma riski bulunmaktadır. Böyle bir durumda hekimler tarafından kamera ile görüntüleme yöntemi uygulanarak hasta bölgeye dren konularak tedavi gerçekleşir. Çünkü apandisit patlamasına uygulanan cerrahi müdahale sonrasında seyrekte olsa bağırsaklarda tıkanma ve birbirine yapışma riski görülebilmektedir.

Apandisit ameliyatından sonra nelere dikkat edilmelidir?

Her cerrahi müdahale sonrasında olduğu gibi apandisit patlaması olsun ya da olmasın apandisit ameliyatı ardından dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır.

• Cerrahi müdahale esnasında hastaya bir miktar gaz pompa edilmektedir. Kullanılan bu gaz nedeniyle bir süre omuzlarda ağrı hissedilebilmektedir, bu durumda endişelenmemek gereklidir ve hafif ağrı kesiciler kullanılabilir.
• Ameliyat yerinin bir an önce iyileşmesi için birkaç hafta boyunca ağır fiziksel aktivitelerden uzak durulmalıdır.
• Cerrahi müdahale sonrası hastada bir süre kabızlık görülme riski vardır. Bu nedenle bol sıvı tüketilmeli ve lif oranı yüksek gıdalar tüketilmelidir.